KIYMETLİ ZİYARETÇİLER UÇAN BLOGLARINA HOŞ GELDİNİZ

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Umrenin Yapılışı



UMRE NEDİR?

Sözlüklerde “ziyaret etmek” anlamına gelen umre, dini bir kavram olarak, özel bir şekilde Kabe’nin ziyaret edilmesini ifade etmektedir. Umre, belirli bir zamana bağlı olmaksızın (Arefe günü ile Kurban Bayramının ilk dört günü hariç) ihrama girip tavaf ve say yaptıktan sonra, tıraş olup ihramdan çıkarak yapılan ibadettir.

Yolculuk - Sefer Duası:
Bu vasıtayı bizim emrimize veren Allah’ı tenzih ederim, yoksa bu vasıtaya yakın olmaya bizim gücümüz yetmezdi. Hiç şüphesiz, hepimiz Rabbimize dönücüleriz. Allah’ım, Senden bu yolculuğumuzda hayır ve takva, amellerden de Senin razı olacaklarını dileriz. Ya Rabbi, bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır, uzakları Sen yakınlaştır. Sonrada bizi taatinden ayırma. Allahım, seferde Sahibimiz Sen, geride bıraktığımız ailemizin Vekili de Sensin. Allahım, yolculuğun sıkıntılarından, manzaranın kötüye değişmesinden, mal ve aile hususunda kötü dönüşten Sana sığınırım..”
Umrenin hacdan farkı, Arafat ve Müzdelife vakfesi, kurban kesme, şeytan taşlama görevlerinin umrede bulunmamasıdır. Bundan dolayıdır ki, umreye “hacc-ı asgar”, yani küçük hac, hac ibadetine de “hacc-ı ekber”, yani büyük hac denmiştir. Hanefî ve Malikîlere göre bir müslümanın ömründe bir kez umre yapması müekked sünnettir.
Şafiî ve Hanbelîlere göre ise farzdır. Bakara Suresi’nin 196. ayetinde Cenab-ı Allah umre ibadetinden bahsederek: “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın...” diye emretmiştir. Yani nafile bile olsa hac veya umreden birine veya ikisine başladınız mı tamamlayın, eksik bırakmayın veyahut tam olarak yerine getirin. Ne başından ne sonundan eksik yapmayın... anlamında bu ibadetin önemi üzerinde durulmuştur.
Ebu Hureyre’den (ra) bir rivayette: “Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için keffarettir. Haccı Mebrurun karşılığı cennetten başka birşey olamaz!” diye söyleyen Peygamberimizin “bir umre, diğer umre” tabiri, bir umre diğer umre ile birlikte şeklinde anlaşılmıştır. Yani mana “bir umreden sonra bir umre daha yapılırsa, bu ikisi arasında işlenmiş olan günahlara keffaret olur,” diye anlaşılmıştır.
İbn Abbas’ dan (ra) bir rivayette: “Hacla umrenin arasını birleştirin. Zira bunlar günahı, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler.” diye buyuran Peygamberimiz, bu sözü ile, temizliğin çok güçlü bir manevi temizlik olacağının benzetmesini yapmıştır. Yine Ebu Hureye’ den (ra) bir rivayette: “Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.” diye buyuran Peygamberimiz çocuk, kadın ve yaşlı birinin hac ve umreyi yaparak cihad ile aynı sevabı kazanabileceğini bildirmiştir. Ayrıca bu Hadis-i Şerif’ten, insan ruhunun bu üç ibadetle de aynı terbiye ve eğitimi alabileceği vurgulanmıştır.

Ramazan Umresi
Hayırlı ameller yerine getirildiği vakitlere göre birbirinden üstünlük arzeder. Bazı vakitlerde yapılan ibadetler, diğer vakitlerde yapılan ibadetlere nazaran daha faziletlidir. Ramazan ayı ise hayırlı amellerin değerinin katlanması açısından diğer aylardan daha üstündür. Bunun içindir ki, Peygamberimiz (s.a.v.) Ramazan ayında yapılan umreyi diğer zamanlarda yapılan umreden daha faziletli görmüşve “Ramazan ayında yapılan umre, hacca denktir.”
7 diye buyurarak, bir önceki hadiste hac ve umreyi cihada benzetirken, bu hadiste de Ramazan umresini hac ibadetine benzeterek umre ibadetinin değerine değer katmıştır.
Sahabeden Ebu Rezin el-Ukeyli (ra), “Ey Allahın Rasulu! Babam ihtiyar bir insandır. Ne hac ne de umrede yolculuk yapmaya gücü yeter.” diye sormuş, Peygamberimiz de (s.a.v.), “Babanın yerine sen hac ve umre görevini yap.” buyurarak yolculuk yapmaya gücü yetmeyen başka birinin yerine hac ve umre görevinin yapılabileceğini bildirmiştir.
Umre İlmihali

A. Umrenin sünnet, vacip veya farz olma şartları
Bir insana umrenin sünnet, (yahut vacip veya farz) olabilmesi için müslüman, akıllı, büluğa ermiş, özgür, ekonomik gücü yeterli ve sağlıklı olması, yol güvenliğinin bulunması ve kadının can, mal ve namus güvenliğinin sağlanmış olması gerekir.

B. Umre ibadetinin zamanı
Umre için belirli bir zaman yoktur, her zaman yapılabilir. Ramazan’da yapılması mendup ve daha faziletlidir. Ancak, Hanefî Mezhebi’nde “Teşrik Günleri “ denilen, yılda beş gün, yani arefe günü sabahından bayramın 4. günü güneş batıncaya kadarki süre içinde umre yapmak tahrimen mekruhtur. Şafiî, Malikî ve Hanbelî Mezheplerine göre hac için niyetli olmayanlar, teşrik günleri dahil yılın her gününde umre yapabilirler.

C. Umrenin frazları
Umrenin iki farzı vardır. Bunlar; İhrama girmek ve Kabe’yi tavaf etmektir. Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür. Şafiî ve Hanbelîlere göre bu dört nüsük, yani ihram, tavaf, sa’y ve tıraş birer rükündür. Malikî Mezhebi’nde ise, ilk üçü rükün, tıraş ise vaciptir. Şart: Yerine getirilmesi gerekli olan şey. Hükmün varlığı kendisine dayanan şeydir. Rükün: İbadetlerin ve akidlerin asli bölümlerini ifade eder.


UMRENİN YAPILIŞI


  • Umre yapmak isteyen kimse; gerekiyorsa koltuk altı ve kasık kıllarını giderir, saç sakal tıraşı olur, bıyıklarını düzeltir, tırnaklarını keser ve boy abdesti alır, boy abdesti alma imkânı yoksa abdest alır, vücuduna güzel koku sürünür.




  • Erkekler, atlet, kilot, çorap, elbise ve ayakkabılarını çıkarırlar. İzar ve rida adı verilen iki parça ihram örtüsüne bürünürler. Ridanın uçlarını birbirine bağlamak veya iğne ile tutturmak mekruhtur. Ayaklarına arkası ve üzeri açık terlik giyerler. Bele kemer bağlamada, sırta çanta almada ve şemsiye kullanmada bir sakınca yoktur. Kadınlar elbise ve ayakkabılarını giymeye devam ederler, başlarını açmazlar, yüzlerini de örtmezler.




  • İhramın sünneti niyeti ile iki rekât ihram namazı kılarlar. Namazın birinci rekâtında Fatiha suresinden sonra "kafirun" suresini, ikinci rekâtında ise yine Fatiha suresinden sonra "ihlâs" suresini okurlar.




  • Umre yapmak isteyen kimse afakî ise mikat sınırlarını geçmeden, Hıll bölgesinde ikamet ediyorsa bulunduğu yerde, Harem bölgesinde bulunuyorsa Hıll bölgesinde mesela Ten'im'e giderek ihrama girer.




  • İhrama, niyet etmek ve telbiye getirmek suretiyle girilir. Niyet, umre yapacağının kalben belirlenmesi demektir. Niyetin,
    "Allah'ım! Umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve onu kabul buyur" diyerek diliyle ifade edilmesi müstehaptır.
    Niyet ettikten sonra,
    "Buyur Allah'ım buyur! Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranlık sana mahsustur. Senin ortağın yoktur" diyerek telbiye getirir. Böylece ihrama girmiş ve ihram yasakları başlamış olur.
    Mekke'ye varıncaya kadar vasıtalara binişte ve indiği yerde, kafilelerle karşılaştığında, şehirlere girdiğinde, akşam ve sabah, gece ve gündüz, vasıtada, yürürken, otururken, yatarken, ayakta iken, inişte, yokuşta, mekan değiştikçe ve farz namazların arkasından her fırsatta telbiye, tekbir, tehlil ve salavat-ı şerife yüksek sesle söyleyerek yolculuğuna devam eder.
    Telbiyeyi her söyleyişte üç defa tekrarlamak, sonra tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife okumak müstehaptır.

  • Mekke'ye yaklaşıp Harem bölgesine girince




  • "Allah'ım! Burası senin haremindir, emin kıldığın yerdir. Beni cehenneme girmekten koru. Kullarını dirilttiğin gün beni azabından güvende kıl, beni dostlarından ve itaatkâr olanlardan eyle" diye dua eder.
    Mekke'ye abdestli girmek sünnet, gündüz girmek müstehaptır.
  • Mekke'de otele veya eve yerleşip dinlendikten sonra mümkünse boy abdesti, mümkün değilse abdest alır, yaya veya vasıta ile Mescid-i Harem'e gider. Yolda tekbir, tehlil, telbiye ve salavat-ı şerife getirir. Tevazu ve saygı ile




  • "Allah'ım! Rahmet kapılarını bana aç ve beni kovulmuş şeytandan koru" diye dua ederek Mescid-i Harem'e girer.
  • Beytullah'ı görünce üç defa tekbir ve tehlil getirir ve şu duayı okur.




  • "Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, Her türlü övgü Allah'a mahsustur, Allah'tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah'ım! Bu senin Evindir. Onu Sen yücelttin, Sen şereflendirdin, Sen değerli yaptın. Onun yüceliğini, şerefini ve değerini artır. Ya Rabbi! Onun değerini artıran, onu şereflendiren, ona saygı gösteren kimsenin şerefini, saygınlığını, heybetini, yüceliğini ve iyiliğini artır. Allah'ım! Sen selamsın ve selamet ancak sendendir. Bizi selametle yaşat ve selamet yurdun olan cennetine koy, ey Celal ve ikram sahibi Allah'ım! Sen her şeyden yücesin ve her şeyden üstünsün"
    Bildiği başka duaları da okuyabilir. Tavafa başlamadan önce telbiyeyi keser.
  • Hacer-i Esved hizasına gelir, yönünü ona döner, ellerini omuz hizasına kadar kaldırıp "Bismillah, Allahu Ekber" diyerek Hacer-i Esved'i selamlar, tekbir, tehlil ve tahmid getirir. Kalabalık değilse ve kimseye eziyet vermeyecekse Hacer-i Esved'i öper, kalabalık ise Hacer-i Esved'i öpmez. İstilam, sünnet, insanları itip kakmak ve eziyet vermek günahtır. Sünneti ifa etmek için günah işlenmez.





  • Umre tavafı yapmaya niyet eder. Niyetini,




  • "Allah'ım! Senin için umre tavafını yedi şavt olarak yapmak istiyorum. Onu benim için kolaylaştır ve kabul eyle" diyerek yapması müstehaptır.
    Tavafını, Ka'be'yi soluna alıp Hatim'in dışından dolanarak yapar. Her şavtta Rükn-i Yemani ve Hacer-i Esved'i uzaktan "Bismillah, Allahu Ekber" diyerek istilamda bulunur. Hacer-i Esved'i istilam, sünnet, Rükn-i Yemani'yi istilam ise müstehaptır. Rükn-i Yemani öpülmez, diğer köşeler istilam edilmez.
    Tavaf sırasında mesnun duaları veya bildiği duaları okur ve sessizce tekbir ve tehlil getirir veya Kur'an okur.
    Tavafın ilk dört şavtı farz; tavaf'ı cünüp, adetli ve nifas halinde değilken ve abdestli olarak yapmak, avret yerlerini örtmek, tavafı Ka'be'yi soluna alarak yapmak, tavafa Hacer-i Esved hizasından başlamak, tavafı Hatim'in dışından dolanarak yapmak, gücü yetenin tavafı yürüyerek yapması ve şavtı yediye tamamlamak vaciptir. Bunlardan biri terk edilirse dem gerekir.
    Tavaf'ta ıztıba' ve ilk üç şavtta remel yapar.
    Tavaf yedi şavta tamamladıktan sonra "Mültezem"de ve Hatim'de dua eder. Mümkünse Makam-ı İbrahim'in arkasında değilse uygun bir yerde iki rekat "tavaf namazı" kılar, bu namazı kılmak vaciptir. Namazdan sonra dua eder, peşinden zemzem içer ve Hacer-i Esved'i istilam eder.
  • Umrenin sa'yini yapmak üzere Safa'ya gider. Yönünü Ka'be'ye döner, tekbir, tehlil, tahmid ve salât-ü selam getirir, dua eder. Sa'y yapmaya niyet eder. Niyetini,




  • "Allah'ım! Senin rızan için Safa ile Merve arasında yedi şavt olarak umrenin sa'yini yapmaya niyet ediyorum" diyerek yapması müstehaptır.
    Sa'yini yedi şavt olarak Safa'da başlayıp Merve'de bitirir. Sa'y yaparken mesnun duaları veya bildiği duaları okur ve sessizce tekbir ve tehlil getirir veya Kur'an okur. İki yeşil ışık arasında "hervele" yapar. Sa'yi tamamlayınca Merve'de dua eder.
    Umre'nin sa'yi vaciptir. Terk edilirse dem gerekir.
  • Berberde veya evde veya otelde saç tıraşı olur veya saçlarını kısaltır, böylece ihramdan çıkar ve bu şekilde umre ibadetini yapmış olur.




  • Kadınlar, remel ve hervele yapmazlar. Tekbir, tehlil ve telbiyede seslerini yükseltmezler. İhramdan çıkmak için saçlarının ucundan parmak ucu kadar kesmeleri yeterlidir. Kadınlar adetli iken tavaf yapmazlar.




  • Umre videousu için tıklayınız.
    (Bu bölüm, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ-- Mehmet KESKİN- Doç. Dr. Halil ALTUNTAŞ tarafından hazırlanan "Hac İlmihali" adlı eserden alınmıştır.)
    UMRE BROŞÜRÜ

    UÇAN Blogları

    Dikkat!
    Görüntü ve Bilgiler Alıntıdır Telif Hakkı İle Korunuyor Olabilirler.

    Hiç yorum yok: